26 Haziran 2012 Salı

Avea ve Müşteri Memnuniyetsizliği

 




 İlk telefonumu 2002 yılında aldım ve ilk aldığım hat avea değil en büyük gsm operatorunun hattıydı. Zamanla avea nın daha ucuz olduğunu düşünerek bu paket konusma ve smsleri sebebiyle avea hattı aldım yeni. 5-6 yıldır aveanın kullanıcısıyım fakat artık avea dan kaçma vakti geldi dedim ve hattımı değiştirdim. Beni bu değiştirmeye iten sebepleri şöyle sıralamaya başlayayım.

1. Hattım 6 yıl sonra internetten baktığımda başka birinin adına çıkıverdi, sadece avea online işlemler tarafında ismim doğruymuş yasal hakkı başka alakasız biriymiş. Sonra netten tanıdıklarımın da hatlarını incelediğimde 4-5 akrabamın da hatlarının başkalarının üstüne kayırlı olduğunu öğrendim. Hattım başka birinin üstüne kayırlı olduğu için numara taşıma işlemini gerçekleştiremiyordum. Avea m.hizmetlerini aradım ve benle ilgilenmeyip yakın bir bayiye gidin dediler. Bayiye gittim bayide benim yetkim yok dedi ve m.hizmetlerinden halledin. Diğer öperatörlerin iletişim merkezleri var fakat avea nın yok hala bilmem ne bayi diye bütün bayileri ve buradan hiçbir işlemi gerçekleştiremiyorsunuz. M.hizmetlerini tekrar aradım ve adamlar yine bayiye git kimliğini göndersin fax yoluyla dediler. Bayiye yine gittim bana fax no verdiler git kendin gönder dediler şaşırdım kaldım. Faxladım kimliğimi sonra zaman geçti hala ses seda yok yine aradım m.hizmetlerini ve bize ulaşmadı dediler 2 hafta geçmesine rağmen küfrede küfrede hattı benim üstüme aldırdım ve ilk iş olarak numaramı taşıdım ve OH BE dedim.

2. İş arayan biri olarak sürekli görüşmeler yapmaktayım ve bu benim için gerçekten önemli. Avea kullanırken ses kalitesi kötü ötesi arayan kişiyi anlayamıyorum iletişimi geçtim. Şirket ismi şirketin adresini falan ve 3-4 kere sormak zorunda kalıyorum ve şirkete rezil oluyorum sağır gibi.

3. Yakın bir akrabam hattını avea dan taşımak istedi hat başkasının üstüne çıktı, neyse hallettik hattı kendi üstüne taşıdı ve numarasını avea dan taşıdık. Bütün borçlarını kapatmasına rağmen 2-3 ay sonra avea dan bir telefon gelir işte biz sizinle konuşmuştuk geçen borcunuzu ödeyecektiniz diye sizde ödeyeceğim demiştiniz der. Akarabam şaşırır kalır asla böyle bir konuşma geçmemiştir ve istenen mevla 200 tl dir. Akrabam faturasını ödemiştir son faturasını fakat fişlerini attığı için avea ya tüketici haklarına dava açamamaktayız. Niye böyle birşey yaptı biliyormusunuz, akrabam numarasını taşıdı diye böyle bir komplo, tuzak kurdular şaka gibi ya.

4. Avea m.hizmetlerini aramıştım birkeresinde. 2-3 dakka telefonda bekledim ve hiçbir m.temsilcisi çıkmadı telefona ve tahmin edin ne oldu, devreye bir tane ses kaydı girdi, bu ses kaydında bir bayan sesinizi alamıyorum sesinizi alamıyorum dedi ike kere ve sesinizi alamadığım için görüşmeyi sonlandırmak zorunda kalıyorum dedi kapandı telefon. Avea çok zeki valla müşterisini ses kaydıyla geçiştirmeye kandırmaya çalışıyor yok böyle birşey.

İyiki aveadan kaçmışım şimdi yeni öperatorumle çok memnunum ve kendimi avea dan kaçmaya yardım etme elçisi ilan ettim bu deneyimlerimi herkese anlatıyorum. Ben kaçtım kurtuldum ve yeni operatorum aveanın paketlerinin aynısını veriyor ve ses kalitesi, hizmet kalitesi de artısı artık gerisi siz düşünün benden söylemesi.

Ayrıca Tüketici Haklarında bir dava açmak 3-4 yıl önce 20-30lira iken şimdi ücret yaklaşık 400tl. Bu olaya gülünür mü ağlanır mı? Bu ülkede paranız varsa hakkınızı savunabilirsiniz, paranız yoksa savunamazsınız. Söyleyecek birşey bulamıyorum...

6 Haziran 2012 Çarşamba

İzmir'in sorunu işsizlik değil iletişimsizlik


  
  Sanıldığının aksine İzmir'de şirket sayısı az değil yeterli istihdamı sağlayabilecek kadar çoktur. İzmir genelindeki şirketlerin çoğu aile şirketleridir. Aile şirketlerinin olması bu aile içinde yer alan gençlerin torpille iş bulmasını kolaylaştırır. 

Satış ve Pazarlama bir kurum için ana damardır. Satış çalışan kişiler kendilerine verilen ürün veya hizmetlerin müşterilere tanıtımını, siparişin alınmasını, ürünlerin teslimatını ve tahsilatını yapar. Firmanın müşteri ile iletişimini o sağlar. Bu kişilerin görev alanı sahadır. Bu saha bazen kapı kapı dolaşmak, bazen mağaza içerisinde, bazen de çağrı merkezleridir. Pazarlama alanında çalışan kişiler genelde ortalıkta pek görünmezler. Yaptıkları iş sonuçları satış kadar açık olmadığı için kendilerini anlatmakta da zorlanırlar. Bu alanda çalışan kişiler, ürün ve hizmetlere göre müşteri gruplarının belirlenmesi, bunları müşterilere hangi kanallardan ulaştıracakları, reklam, tanıtım, fiyat belirleme, satın alma seçenekleri oluşturmak ve rekabet analizi gibi geniş bir çalışma alanları vardır. Sunulan ürünlerin ve hizmetlerin bir anlamda genel müdürü gibidirler. Satış ve Pazarlamanın yani bir kurumunun ürünlerinin doğru tüketiciye, doğru zamanda, doğru alanda, doğru şekilde ulaşmasının sağlanması iyi işlemesi içinde kurumiçi iletişimin süper inanılmaz fantastik olması gerekmektedir. 

Kurum içi İletişim, çalışanların, kurumun değerlerini ve kültürünü benimsemesini kolaylaştırma ve kuruma bağlılığını artırma işlevi görür. Marka tüketiciye çalışanlar aracılığıyla sunulduğundan, kurumun öncelikle bünyesindeki çalışanlarla güçlü bir iletişim kurması ve onların güvenini ve sevgisini kazanması gerekir. Özellikle markaya dayalı kurumlarda, çalışanların kuruma inanması, kendilerini kurumun bir parçası olarak hissetmeleri kurum kültürü aracılığıyla sağlanır. Kurum içi iletişim bence İK dan daha önemlidir ve görevleri daha hayatidir. 

İzmir'deki şirketlerin çoğunda iletişim'le ilgili birşey bulunmamaktadır. Gerek kurum içi iletişimi(merketing public relations) gerekse kurum dışı iletişimi (public relations) sağlayacak bir departman bulunmamaktadır çoğu şirkette. Net'deki iş arama sitelerini açın zaten İstanbul'da aranan iletişim pozisyonlarına bakın İzmir'dekine bakın tabi İzmir için görebilirseniz. 

Yani ben sade vatandaş olarak iş başvurularında bulunuyorum yaklaşık 3 aydır. Şöyle bir olay görüşmeye gittiğim ve bana geridönüş bile yapmayan Aviv... gibi kurumlar birşey olmamış gibi 4-5 kez tekrar tekrar iş için arayabiliyorlar. Bir diğer olay'da mesela yaklaşık 3 ay önce KUTLU... adında bir şirketle görüşmeye gitmiştim ve adamlar şaka gibi 3 ay sonra değerlendirmemiz olumsuz diye aradılar yani çalışanlar arası iletişim veya müdürle altındaki çalışanlar arası iletişim bu kadar. böyle yerlerde zaten ben çalışmak istemiyorum. Farklı bir örnek daha İzmir Büyükşehir Belediyesi de Metro çalışması için yaklaşık 10 yıldır hergün farklı bir bitiş tarihi belirlemektedir. Millete doğru düzgün bilgi vermek yerine alakasız alakasız işlerle uğraşmaktadır belediye ve başındaki şahsiyet.

Hay.. Lam....Manisa adında bir şirkette mesela okunulan bölümün veya üniv. bir önemi yok yani torpilin bir önemi var. Öyleki İK departmanındaki 2 kişi 2yıllık peyzaj mezunu biride lise mezunu ve İK uzmanı diye geçiyor. Bu şirket işkur stajyeri adı altında sürekli stajyer alıp onlara 300lira verip iş öğretmeyip dosya toparlama işleri yaptırmaktadır mesela. Şirketin adaylara karşı davranışı oldukça soğuktur ve bunun gibi şirketler yüzünden Ege Bölgesi malesef bu durumdadır. 

Pazarlama dergilerine baktığınızda bilmem ne şirketi her yıl bu kadar yeni mezunu alıyor gibi yazılar vardır. Bu yazılar tamamen kurum imajına yönelik gerçeklik payı olmayan yazılardır. Bu ortamlarda bulunmuş biri olarak hepsi yalan gençlere gerçekten destek çıkan bir kurum yoktur. Deneyimsiz gençlere işi öğretmekle zaman kaybı istemedikleri için sürekli deneyim deneyim şartı getirmektedir bütün kurumlar.

İzmirdeki İzmirli olan çoğu mezunun torpili olduğu için gerçek İzmirliler arasında işşizlik azdır, çünkü gerçekten çalışmak isteyene iş vermezler çalışmak istemeyen boş adama zorla iş verirler. Bu torpilli kişiler işe giripde işini doğru düzgün %100 verimlilikle yapacak da çalıştığı kuruma ve ülkesine hayrı dokunacak. Sonuç olarak iletişim'den yoksundur yani İzmir'deki kurumlar, ve adil bir işe alımdan da  yoksundur. Adam kayırma, yağcılık ve torpille döner İzmir'deki işler. Yeni mezunlar istedikleri kadar yetekli istekli olsunlar, hiçbir kurum ama hiçbir kurum torpilsiz gelen bir gence kendini gösterme fırsatı vermemektedir.